MyLittle Shoping World Headline

Cumartesi, Nisan 23, 2011

THE BODY SHOP İNDİRİM GÜNLERİ




Konban wa

Geçenlerde Alışveriş meraklısı, pazarlama , moda ve marka konusunda neredeyse uzman diyebileceğim ( uzmanlık sınavına girse ilk 10 da :) ) arkadaşım Escin in blogumuzda  The Body Shop indirimi paylaşmıştı. "2 Al 1 Öde" kampanyasından yararlananlar var mıdır bilmiyorum  , fakat genelde kullandığım markalara sadık olan ben daha önce The Body Shop un sadece kapısının önünden geçmiş olup ,hiç bir ürününü kullanmadım.. Ta ki...

 The Body Shop a blogdaki haber sonrası teşrif ettim. Taksim The Body Shop ta "2 Al 1 Öde" kampanyası tabelası baya bir ilgi çekici duruyordu açıkcası. Bu kampanyadaki ürünler Çay ağcı Tea Tree özlü temizleme losyon, tonik, krem , diğer ürünleriyle ve Denizyosunu serisinde mevcut. Aslında Çay ve Çay ağacından elde edilen ürünlerinin tamamına yakınının cilde ve bedene ne kadar iyi geldiğini Sağır Sultan bile duymuştur herhalde. Deniz yosunu ürününü daha önce kullanmamakla birlikte, Nivea nın Deniz Mineralli serisinden baya  memnun kalmış bir tüketicisiyim, bu nedenle bu indirim dikkatimi çekti ve ziyaretime vesile oldu. Hali hazırda deniz mineralli ve çay özlü temizleme losyon,krem ve toniklerim olduğu için sadece gelecekte almayı düşündüğüm bir seri olarak kaldılar, fakat şansa bakın ki tam oradayken başka ürünlere de indirim etiketi koyuyorlardı ve ben hemen damladım tabiki. ilgimi çeken konulardan biri olduğu için Kiraz resimleride dikkatimi çekti , Japanese Cherry Blossom ve Lychee serilerinde de "2 Al 1 Öde " kampanyası mevcut, ilgilenenlere duyurulur.
Japanese Cherry Blossom EAU DE TOILETTE
The Body Shop

8 senedir Pantene Mükemmel Bukleler serisini kullanan ve memnun kalan ben, Procter & Gamble ın gazabına uğramış bulunuyorum, şu günlerde. Saçlarıma en iyi gelen,Şampuan ve krem üreticisi P&G (  ki tüketicisini takip ve ürün gelişiminde sektörde pazarlamada,satış stratejisinde hayran olduğum , kitabını yuttuğum ve "Gerçek Patron tüketicidir" anlayışını benimseyen) malesef Mükemmel Bukleler serisinin --- büyük nedenle Şu Tuğba Büyüküstün nün birbiri ardına çektiği ve, hangisinin aslında saçına daha iyi geldiğini benim anlamadığım kendisinin de çözemediği :) yeni ürünler nedeniyle ----- üretimini durdurmuş ve ben stoktan yiyiyormuşum, deli danalar gibi aramadığım market kalmayınca çaktım köfteyi:( neyse , bu sebeple saçıma uygun şampuan arayışı içindeyken indirim etiketi yapıştırlan  ürünler muz pureli şampuan ve saç kremi,salatalık suyu özlü tonik ve losyonlardı. Muz pureli şampuan ince ve yıpranmış saçlar içinmiş. bende bu fiyata denemek amaçlı kaçırmak istemedim ve aldım.
BANANA ŞAMPUAN VE SAÇ KREMİ 9,90 TL


The Body Shop Banana Shampoo-Conditioner

 Bunlarla birlikte cilde çok iyi gelen ve daha önce Olay Marka kullandığım Salatalık suyu özlü temizleyici tonikle beraber , kullanmanızı tavsiye ettiğim - cilt için kullanılan losyonu en güzel şekilde dağıtan ,temizleyen - Organik Pamuktan üretilmiş makyaj ve disk pedlerden de bir adet aldım. Stoğumdan Disk pedler çok olduğundan denemek amaçlı organik pedlerin dikdörtgen şeklinde olanlarından aldım. - Kullandığım diğer makyaj pedlerine oranla biraz pahalı kaldı gibi ama memnun kalırsam kullanmaya devam ederim diye düşündüm, çünkü cilt bakımı ciddi birşey, uyduruk pamuklarla temas ile kaliteli organik pamuğun teması ve etkisi , kullanımı ve ömrü aynı değildir.

The Body Shop
Salatalık suyu özlü tonik - organik pamuklu makyaj temizleme pedleri
Şimdilik ilk kullanımında hepsinden memnun kaldım. Tabiki ilk kullanımım olduğu için temkinli ve takipteyim, gerçi üzerinde ki bilgiye göre doğallığı sayesine alerji yapma olasılığı baya baya düşük:) bakalım cildim sevecek mi :D

Özellikle şişelerin üzerindeki bir bilgi dikkatimi baya bir çekti. Ürünlerinin hayvanlar üzerinde kesinlikle denenmediğini, ve hayvanların kozmetik sektöründe kobay olarak kullanımına karşı olduklarını belirten açıklamaları mevcut.

 veee tabiki Doğallığı misyon edinmiş bir markadan beklediğim bir şeyle de karşılaşmak beni oldukça sevindirdi, %100 geri dönüşümlü kağıttan ve doğadan elde edilen ve üzerindeki yazıların doğal boya- kimyevi mad. içermeyen - alışveriş poşetleri de oldukça sağlam ve güzel. ayrıca bütün ürünlerinde geri dönüştürülmüş plastik şişeler kullanıyorlar.

 Bundan sonra doğallığına vizyon ve misyonuna güven duyacağıma inandığım The Body Shop takip listeme girmiştir. Teşekkürler Escin :)

Fazie

Salı, Nisan 19, 2011

Güzel Dünyamıza Uzaydan Güncel Bakış..


Moon and Earth

Credit: ESA/NASA
(237F4995)

Konichi wa..

Bloggerın özelliklerini yeni keşfettiğim şu günlerde baktım ki bilgiye ulaşmak ne kadar kolay artık. Internet kullanımı , teknolojinin hızı insanı - her ne kadar bu jenerasyon teknolojiyle büyüse de - hayretler içerisinde bırakabiliyor. Eskiden 2000 li yıllarla ilgi çekilen bilim kurgu filmleri beklentisiyle Millenium çağına girip "aaa hani ışınlanacaktık biz yaa" diye hayal kırıklığına uğrassak da aslında maddesel transportasyona ihtiyaç olmadığını ve bize filmlerdeki o sahnelerle aslında onu anlatmaya çalışmadıklarını - günümüz yoğunluğu sebebiyle - anca anca idrak edebiliyorum :)))) Dünyada neler olup bitiyor şu anda diye eskiden merak ederken şimdi olayın yaşandığı ülkenin vatandaşlarından önce biz öğreniyoruz,ayrıntılı bilgi ve görsel öğelerle.. Geçen Blogger ın istatistikler özelliklerini karıştırırken Türkiye de Türkçe olarak yazılan bu küçük blogun - belki yanlışlıkla ama - Avrupadan ve Amerika dan  da 50 üzerinde izlendiğini fark ettiğimde gereksiz bir sevinç yaşadım - sanki Amerikalı türkçe biliyorda okuyor gibi :P - neyse, paylaşmak güzeldir:D sonra diğer sosyal paylaşım siteleri - malumunuz twitter ve facebook tabiki ( acaba twitterdan da bir film çıkarırlar mı bence "Crash"http://www.imdb.com/title/tt0375679/ filmi gibi ayrı twitterlarda başlayan hayat hikayelerinin sonunda birbirine bağlandığı :)baya güzel filmdir tavsiye ederim ) - aklına geliyor insanın. Çok sık kullanıcısı olmasamda Ülkemdeki ve Dünyadaki farklı insanların bakış açılarını takip etmek açısından kullandığım Twitter - kullanım amacını abartmadıkça - aslında facebooktan daha kullanışlı bence.

"Uzayla ne alakası var kardeşim " cümlesini kullanmadan konuyu şöyle bağlıyım:) Twitter da takip ettiğimi söylediğim Ülkemdeki ve Dünyadakilerin arasında aslında Dünya dışındaki insanlarda dahil. Uzaylılar değil :D NASA nın Astronotlarından biri, İtalyan Astronot Paolo Nespoli.

"Ben büyüğünce Astronot olcam" diyen çocuklardan mıydı küçükken bilmiyorum ama Neal Amstrongdan etkilenen nesilden olduğu kesin. Ve işin zorluğunu ve gerektiren kabiliyetlere sahip olduğunu düşünürsek bu beyfendinin takip edilecek farklı bir bakış açısı olduğu aşikar. Özellikle NASA mekiğinden bize gösterdiği bakış açısı!

MOON / LUNA
http://www.flickr.com/photos/magisstra/ 


Kendisi Atmosferin dışında bizim Google Earth en simülasyon olarak, bazen de NASAnın paylaştığı Dünya görüntüleri dışında başka bir yerde göremediğimiz şekilde , ve hislerle - ne kadar şanslı - bizi yukarıdan takip ediyor. Twitterında Dünya üzerinde atmosferde hareket ederken, geçtiği kıtalar üzerinde, ülkeler ve onca güzellik üzerinde "An" ları resmediyor ve paylaşıyor.

Asya ile Avrupayı birleştiren güzel şehrimiz İstanbul un bir fotografını çekmiş ki Boğaz Köprülerinin görüntüsü harika..

İstanbul Boğazı - Istanbul Bosphorus
Dünyadan ve  Türkiye den bir kaç görüntü daha,
Fethiye 

Güney Yunanistan ,Girit ve Ege Bölgesi

Gökyüzünde Şimşekler

İlgilenen olur mu bilemem ama benim gibi Belgesel meraklılarının ,doğal güzelliklere aşık insanların takip etmesi gereken güncel bir belgesel kuşağı twitter da Mr." Paolo Nespoli ".  Takip etmek isteyenler, Resimler ve daha fazlası için Twitter da https://twitter.com/#!/astro_paolo , Flickr da http://www.flickr.com/photos/magisstra/ adreslerinden harika fotoğrafları ve konuları izleyebilirler.

Fazie

Pazartesi, Nisan 18, 2011

Indirim : Duyurular

Tatatatattatatatattaaaaaaaaaaaaa

The body Shop ın aylardır sabırsızlıkla beklediğim 2 al 1 öde kampanyası


Göz alıcı bir cilt için Tea Tree ve seaweed
                                                  

Boyner Onlinede Havaianas Terlikler 10.58 TL ,kargo ücretiyle iki tane terlik 26.00 tl ye geldi aynısı Forum İstanbuldaki Havaianas standında 25 tl idi...Tek farkı standa Havainasları savaroski taşlarla süslemeleriydi...


Escim 

Cumartesi, Nisan 16, 2011

Alış Veriş, Eski, Yeni ...



Konichi wa ...

İki gündür Küresel Isınma mevzu, fakat konu gelecekle ilgili olunca insan ister istemez endişeleniyor. Ülke olarak herşeyi son dakikaya bırakma alışkanlığımızın bu sefer işe yaramayacağı gerçeğini yüzümüze vurmak istiyorum sadece hepsi bu. Atalarımız ne demiş " Bugünün işini yarına bırakma". Ben sadece bunu hatırlatmak istiyorum o kadar.

"hem alışveriş Blogu yapıyoruz hem sosyal konuda yazıyorum" da diye bi düşünmüş olabilir, tezatlığı farketmiş olabilirim , işte bu konuya da çözüm buldum hem alışverişle ilgili hemde küresel ısınma ile ve yapabileceklerim ile ilgili bir yazı..

Alışveriş eyleminin insan oğlunun başlangıcından beri ( Lidya lılara kadar takas la :) ) olduğunu düşünürsek aslında bununla ilgili blog yazıyor olmak çok akıllıca bir olgu diye düşündüm:D tabiki günümüz alışverişiyle önceki alışveriş olgusunu kıyaslayamayız, şu anda ihtiyacımız olandan fazlasını, -  teknolojinin, modanın, günümüz ihtiyaçlarının hızla değişmesi gelişmesi nedeniyle hem biraz gelişmiş pazarlama teknikleri sayesinde, hem tüketim çılgınlığının yeni nesillerde neredeyse genlerine işlediği düşüncesiyle, biraz maddi rahatlıktan , biraz gösterişten, biraz ihtiyaçtan, biraz meraktan, ama daha çok insan oğlunun eski ye olan sadakatsizliğinden - tüketiğimizi gözlemler gibiyim aslında. Tamam son teknoloji aletlerin vs. en son çıkan ıvır zıvırların hoşumuza gitmediğini, alanlarına göre işlerimizi bayaaa bi kolaylaştırmadığını söyleyemem - onlardan birini kullanıyorum şu anda - ama bazen yeni bir şey alırken sahip olduğumuza bir dönüp bakmalıyız diye aklımdan geçiriyorum son zamanlarda. Örneğin geçen evde eski elektronik aletlerimin olduğu kutuya baktığımda neredeyse yarısından fazlasının aslında çalışır durumda - biraz bakıma ihtiyaçları var ama  -  olduğunu fark ettim. Eskiden elimden düşürmediğim kaset çalarım - kullanmaktan kapağı kırılmış , üstü çizilmiş, baya bir eziyetimi çekmiş - meğersem çalışıyormuş. ( gerçi temizliyim derken bir parçasını kaybettim artık çalışmıyor:( ) Aiwa marka o kaset çalarımı gördüğümde aslında onu dinlediğim zamanlar aklıma geldi , bisiklet kullanırken sırt çantamda dururdu, yada kasetin A tarafı bitmesin yada pili bitmesin diye düşünüp dururdum ama bağıra çağıra da en sevdiğim müzikleri dinlediğim zamanları hatırladım. Demizde güneşlenirken 'aman içine kum kaçmasın ' diye başka hiçbirşeyimi korumadığım gibi korurdum. Bir kaset çalar için bu kadar duygusala bağlamaya ne gerek var demeyin, müziğin Ruhun Gıdası olduğunu düşüncesini küçük yaşlarımdan itibaren benimsemişimdir. Neyse örnek iki ; bir jenerasyon ileri gittiğimizi düşünürsek muhtemelen bozulduğunu düşündüğüm CD çalarımlada aynı olayı yaşadım, pili taktığımda çalışmaya başladığı anda sanki yeni bir buluş yapmışcasına sevinmem baya bir komikti. Yalan söylemeyeceğim eskileri seven bir yapım vardır, eski kazaklar , eski resimler, eski hikayeler , eski yazılar , eski olanlar hep ilgimi çekmiştir, bir zamanlar kim olduğumuzu ne olduğumuzu neler yaşadığımızı hatırlattığı için büyük ihtimalle.

Yeni bir şeye sahip olmanın verdiği duygu tabi ki bambaşka, sadece eskilerin kıymetini kendimce paylaşmak istedim. Yenilenmek güzeldir:D [OMO nun "Kirlenmek Güzeldir " sloganına rakip slogan olarak kullanabilirim :)]

Evet işte bu satırdan itibaren alışverişle küresel ısınmayı birbirine bağlıyorum. Her türlü alışverişi yaparken - gıda , giyim, vs. - eve dönerken şikayet ettiğimiz şeylerden bir tanesi de poşetlerin çokluğu ve ağırlığı olur. Artık çoğu firma geri dönüşümlü yada doğada çözünebilir poşet kullanmaya başladı aslında "biz daha ne yapalım" dememek lazım. Kendi odamda atmaya kıyamadığım geri dönüşümlü karton poşetleri gördüm geçenlerde ve aslında bunların bile ne kadar gereksiz olduğunu hatırladım, aslında çoğu zaman kullanmayı tercih ettiğim 3 bez çantalarımın sayılarını çoğaltmam gerektiğini düşündüm. İlk bez çantamı bir ayakkabı mağazasından bundan 5 sene önce almıştım ( ozaman normal çanta diye düşünmüştüm ) ama kısa süre sonra aslında %100 pamuktan çanta kullanmanın rahatlığını ve asıl amacını kavradım.Uzun zamandır markete ve işe giderken kullanmak üzere 2 ayrı bez çanta kullanıyorum. Hatta 1 tanesi yedek duruyor, ve 1 tanede yeni aldım, geçenlerde WWF nın pandadukkan.org adresinde gördüğüm panda desenli bez çanta. Pandadukkan.org adresinden alışveriş yaparak hem Geri dönüşümlü ve yeşil enerji ürünleri kullanabiliyorsunuz hemde WWF Türkiye ye katkıda bulunuyorsunuz. Ayrıca Kurumlar için farklı ve çeşitli hediyelik ürünler kataloğu da mevcut ( aslında Kurumsal Katalog dakilerde satışa sunulmalı )

Kurumsal Katalog Linki > http://www.troy.com.tr/katalog.pdf

Daha ayrıntılı bilgi ve birbirinden ilginç, kullanışlı ,şirin WWF ürünleri için http://pandadukkan.org/ adresine bakabilirsiniz.  (Bir daha ki sefere alacağım ürün "Suyla çalışan Pilsiz Saat" :) )

İşte Resmi Bez Panda Desenli çantam;
WWF Panda Bez Çanta 
     Bez çanta plastik poşetler yada ipli karton torbalar gibi belli bir süre sonra kopma tehlikesi taşımadığı gibi, özellikle uzun süre taşıdıktan sonra ve ağırlığı artıkça diğerlerine göre parmaklarınızı ,ellerinizi kesecekmiş gibi bir hisle sizi pek karşılaştırmıyor. Yağmurlu havalarda genellikte ikisini iç içe kullanıyorum(o da evraklarımı taşıdığı için yoksa gerek kalmıyor ) Aslında Çok çabuk su geçiren çantalar değiller. Oldukça sağlam oldukları için kullanım süreleri uzun, yıkanabilir olmaları sayesinde de oldukça kullanışlı. Ayrıca son zamanlarda  çoğu alışveriş sitesinde de gördüğünüz üzere bez çantaların satışları mevcut ,küresel ısınmadan bihaberlere, ilgilenmeyenlere yada " ben yapamam öyle bez çanta ile" diyenlere " Çok Moda şimdi bu, baaak " diye hediye edebilir, kullanımına teşvik edebilirsiniz :) [p.s. ben yaptım işe yaradı :)]  Aslında çoğu firma sosyal sorumluluk projesi adı altında reklamlarıyla beraber bu bez çantalardan müşterilerine sunuyorlar. Bu bez çantayı taşırken alışverişte tek yapmanız gereken bakkal amcaya, manav amcaya, yada alış veriş yaptığınız kasiyer vs. kimseye söyleyeceğiniz şu cümledir " Poşete koymayın lütfen benim çantam var"..

Bu sayede  hem dünyaya ( üzerinde yaşayan her canlıya) karşı sorumluluklarınızdan birini sadece 1 nefes harcayarak bir nebzede olsun yerine getirmenin verdiği mutluluğa sahip oluyorsunuz, hem de karşıdaki insanı ister istemez düşünmeye yönlendiriyorsunuz.

Panda dükkandan bez çantayla beraber 1 kupa ve geri dönüştürülmüş  kağıttan üretilmiş, PLA plastik( petrol içermeyen mısır nişastasından elde edilmiş plastik)  kullanılarak üretilen 4 adet kalem aldım.Sitesinde diğer çeşitleride görebilirsiniz.

WWF Bez çanta- Geri Dönüşüm Kalem - Kupa









Kupa gayet şirin ve sağlam , kalemler de yazımı kolay , parmakları yormayan  ve hafif yapıdalar..




Kupanın bir tarafında  (üst taraftaki resimde ) Dünya Resmi , diğer tarafından ( sağ taraftaki resimde) geri dönüşümü ifade eden oklarla çevrili yuvarlak bir desen var.




Yazımın sonuna yaklaşırken yine konudan konuya atladığımın farkına varır gibiyim, blog yazma işinin ciddiyeti var mı bilmiyorum varsa da ne kadar var onu hiç bilmiyorum. :) Olsun birşeyleri paylaşabilmek en  azından -kendim için - yazıya dökebilmek güzel.

Alışverişin aldıkları götürdükleri bir yana, (yukarıda paylaştığım WWF  ve WWF e Türkiye ye sağladığı gibi ) katkılarınıda unutmamak , eklemek lazım tabiki . Özellikle Istanbul Shoping Fest i yaşadığımız ve alışveriş için Arabistan Afrika ve Orta Asya Ülkelerinin hücumuna uğradığı şu günlerde..


P.S."Anaaaam !!! bu ne ki şimdi" diyen olursa:)
Son olarak online alışveriş ile ilgili internetten bulduğum bir karikatür paylaşıyım  dedim:)))
Fazie

VİRGİN STORE DA BUGÜN 15 00 CANAN TAN İZ KİTABININ İMZA GÜNÜ





Perşembe, Nisan 14, 2011

30 Seconds To Mars - A Beautiful Lie

Bugünkü Küresel Isınma ile ilgili yazıma ithafen beğenerek dinlediğim ve takipçisi olduğum 30 Seconds To Mars Grubunun bir parçasını sizlerle paylaşmak istiyorum. Grubun solisti Jared Leto yu hepiniz ismen bilmesenizde , filmlerden vs. den görüntüden tanırsınız diye düşünüyorum. Grubu ile birlikte Küresel Isınma ve dünyadaki sorunlara karşı bir çok projede yer almış , ve proje oluşturmuştur. Hali hazırda gruba ait bir internet siteleri de mevcut ;http://echelonhouse.weebly.com/ bunlardan biri,

neyse konumuz  30STM' ın "A Beautiful Lie" Klibi.

İşte burda;




İyi Seyirler ;

GLOBAL WARMING _ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ



Konichi wa ..

Biliyorum BÜYÜK HARFLERLE yazmak dikkat çekmek için yeterli değil ama elimden gelen bu şimdilik.

Bundan 10 sene önce Nisan ayında hava durumlarıyla ilgili haberlerde tek duyduğumuz "Nisan Yağmurları Geliyor"  başlıklı haberlerdi , fakat Küresel Isınmanın artık Sadece Kutuplardaki "Kutup ayılarını" rahatsız etmeyeceğini gözümüze sokarcasına Dünya mızın bize göstermeye çalıştığını ne zaman anlayacağız bilemiyorum.Özellikle ülkemizdeki son bir haftadır iklim olaylarının artık bazılarımızda "neden acaba" sorusunu uyandırdığını umuyorum. Küresel Isınmanın "sadece hava sıcaklığının artması durumu" olmadığını , sanırım THE DAY AFTER TOMORROW (http://www.imdb.com/title/tt0319262/) ve "THE DAY THE EARTH STOOL STILL" (http://www.imdb.com/title/tt0970416/) filmleriyle de gözümüze gözümüze sokmuşlardı. ( tabiki anlayana ).

Nisan ayında Kar felaketleri , Sel felaketleri haberiyle güne başlamak; zaten benim farkında olduğumu düşündüğüm durumun,en azından gençlerimiz tarafından da biraz fark edilmeye başlandığını umudunu, en azından sorgulamaya başlayacak yeni kişilerin varlığının olabileceğini düşündürdü bana. o nedenle sürekli takip ettiğim bir kaç Koruma Derneği ve Faaliyetleri ve Bugünkü Durumumuzla ilgili linkler ve bilgiler paylaşmak istedim. 

Doğal Hayatı Koruma Derneğini WWF hepimizin bildiğini varsayıyor, bilmesek bile böyle bir kuruluşun olduğunu tahmin ettiğinizi düşünüyorum. Mart ayında Boğaz Köprüsü Işıklarınında 1 Saat süreyle söndürüldüğü Küresel Isınmaya karşı olan Küresel Eylemi Hiç olmadı haberlerde veya gazetelerde gördüğünüzü düşünüyorum. İşte bu Eyleme Tüm Dünya katıldı aslında , "Dünyamızı kurtarmak için son çırpınışlar" olarak adlandırmak benim için zor ama aslında doğru bir tanım. WWF-Türkiye sitesindeki bilgileri burada paylaşmak , nacizane merakınızı ve bilgilnizi arttıracak makaleleri paylaşmak istiyorum.

"İklim Değişikliği Nedir?
Dünyanın atmosferi bir sera gibi çalışır. Güneşin yaydığı kısa dalga ışınlar atmosferden geçerek yeryüzüne ulaşır. Yeryüzü güneşten aldığı bu ışınların bir kısmını, uzun dalga kızılötesi ışınlar olarak atmosfere geri yansıtır. Atmosfer neredeyse bütünüyle nitrojen ve oksijenden oluşur ve bu gazlar kızılötesi ışınları yani sıcak dalgasını tutmaz.

Ancak atmosferdeki karbondioksit, metan, ozon, azotoksit ve nitrojen oksit gibi gazlar yeryüzünden yansıyan kızılötesi ışınların bir kısmını yakalar ve tutulan ışınlar atmosferin alt tabakalarını ısıtır. Bu gazlar modern endüstride ve tarımda kullanılan gazlardır ve bunların emisyonunun yüzde 77’si, petrol, kömür, doğalgaz gibi fosil yakıtların yanmasıyla açığa çıkar.

Bu şekilde ısınan havanın bir kısmı alçalarak yeryüzünü etkiler. Buna ‘sera gazı etkisi’ denir. Sera etkisi sonucu dünya yüzeyinin sıcaklığının artmasına ise ‘küresel ısınma’ denir. Geçtiğimiz bin yıl boyunca, ormanlar sayesinde, dünyadaki bitkilerin saldığı gazlarla karbondioksit arasında bir denge söz konusuydu. Ormanlar havaya salınan karbondioksiti tuttu, selüloza dönüştürdü ve fotosentez yoluyla havaya oksijen saldı. Ancak günümüzde, bin yıl önceki ormanların yarıdan fazlası yok olmuş durumda ve bu nedenle karbondioksit düzeyi yükseliyor.

Günümüzde atmosferdeki karbondioksit seviyesi, doğanın kabul edebileceğinden bin kat hızlı artıyor. Atmosferdeki karbondioksit konstantrasyonu 1800'lü yıllardan bugüne yüzde 30'dan fazla artmış durumda. Karbondioksitin küresel ısınmada yüzde 64 paya sahip olduğunu unutmamak gerekiyor. Sonuç olarak, yeryüzünün ortalama sıcaklığı geçtiğimiz yüzyıl içinde 0.6°C arttı. " (http://www.wwf.org.tr/page.php?ID=24&mID=68)"
"İklim Değişikliğinin Küresel Etkileri Nelerdir?

Küresel ısınmanın devam etmesi ve sıcaklıkların Sanayi Devrimi öncesi seviyenin 2oC veya üstüne çıkması, tehlikeli ve geri dönüşü olmayan etkiler yaratacak. Bu etkilerden bazıları şunlar:
Hava koşullarında değişim: Küresel ısınmaya bağlı olarak dünyanın bazı bölgelerinde artan kasırga ve fırtınalar, deniz seviyesindeki yükselmeye bağlı sel ve taşkınlar yaşanırken, bazı bölgelerde de uzun süreli, şiddetli kuraklıklar ve çölleşme artacak. Örneğin, kıyı bölgelerinde yağış miktarı artarken, iç bölgelerde sıcak havanın etkisiyle kuraklık baş gösterecek, yangınlar çoğalacak. Bu yüzden hava sıcaklıkları da bölgelere göre büyük farklar gösterecek ve bu durumun tahmin edilemeyecek kadar karmaşık sonuçları olacak.


Ekosistemlere etkileri: Küresel ısınmaya bağlı olarak kış sıcaklıkları artıyor, ilkbahar erken geliyor, sonbahar gecikiyor, hayvanların göç dönemleri değişiyor. Kısacası iklimler değişiyor. İşte bu değişikliklere dayanamayan bitki ve hayvan türleri azalma ya da tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Yeryüzünde yaşayan türlerin yüzde 35’i, toplamda bir milyondan fazla tür, 2050’ye kadar yok olma tehlikesi altında. Özellikle Güney Afrika’daki Cape bölgesi gibi pek çok nadir ekosistem ve onların barındırdığı türlerin kaybolması gündeme gelecek. Kuzey Akdeniz’de ise örneğin 3.6C oranında küresel ısınma, bitkilerin yüzde 50’sinin kaybına yol açacak. Bu durum İspanya ve Fransa’da bitki türlerinin yüzde 80 oranında kaybına neden olabilir.


Gıda sıkıntısı: Isınma sonucu Afrika’da ve diğer yerlerde daha sık kuraklık yaşanacak. Bu yüzden, buharlaşmadaki artış sebebiyle, tropikal bölgelerden ılıman orta enlemlere kadar uzanan bölgelerdeki tahıl hasatında genel bir düşüş yaşanacak.


Su sıkıntısı: Sıcaklığın artmasıyla birlikte küresel ölçekte yaşanacak su sıkıntıları sonucunda üç milyardan fazla insan risk altında olacak. Erime sularının kaybı, örneğin yalnızca Hindistan’da 500 milyon insan için ve sulama alanlarının yüzde 37’si için su sıkıntısına neden olacak.
Sağlık sorunları: Küresel ısınma insan sağlığını da doğrudan etkiliyor. Bilimadamları iklim değişikliklerinin kalp ve solunum yolu rahatsızlıklarını, bulaşıcı ve alerjik hastalıkları tetikleyebileceği görüşünde. Dünya çapında üç yüz milyon insan, sıtma ve benzeri hastalık riskiyle karşı karşıya kalacak. Ayrıca 2020 yılına kadar, kısmen sıcaklık artışından kaynaklanan stres nedeniyle, özellikle da düşük gelirli ülkelerde ishal ve kötü beslenme nedeniyle, sağlık harcamaları ikiye katlanacak.
Sosyoekonomik sorunlar: Sıcaklık artışının yaratacağı sosyoekonomik sorunlar, gayri safi yurtiçi hasılada birkaç puanlık kayıplara neden olacak."(http://www.wwf.org.tr/page.php?ID=25&mID=66)"
"İklim Değişikliğinin Türkiye’ye Etkileri Nelerdir?
Küresel çapta 2˚C’lik sıcaklık artışının Türkiye’yi de içine alan Akdeniz Havzası üzerinde pek çok önemli etkisi olacak. Küresel sıcaklık artışı 2˚C’ye ulaşırsa, Akdeniz iklimi daha da ısınacak, kuraklık geniş bölgelerde hissedilecek ve iklimde değişiklikler görülecek. Bölgedeki genel sıcaklık artışı 1-2˚C’ye varırken, Kuzey İtalya, Türkiye’nin iç bölgeleri gibi denizin hafifletici etkisinden uzak, iç kesimlerde artış 5˚C’ye ulaşabilecek. Özellikle iç kesimlerde sıcak dalgalarının ve aşırı sıcak günlerin sayısının artması bekleniyor. Kuzey Ege’deki bol rüzgarlı Yunan adalarında bile sıcak günlerin sayısının iki haftaya kadar çıkacağı öngörülüyor.
Yağmurda azalma: Kuzey Akdeniz’de yaz mevsiminde yağış miktarının yüzde 30 azalması bekleniyor. Yıl boyunca kurak dönemlerin uzaması ve değişmesi bekleniyor.

Yangınlar: Güney Akdeniz’de yıl boyunca orman yangını tehlikesi söz konusu olacak. Akdeniz’in diğer bölgelerinde ise yangın tehlikesi bulunan dönemin altı haftaya kadar uzayacağı öngörülüyor.
Tarım: Sıcaklık artışı ve kuraklık tarımsal verimde düşüşe yol açacak. Bu durum özellikle yazın yetişen ve sulanmayan ekinleri etkileyecek. Bu durumdan olumsuz etkilenecek başlıca mahsuller arasında fasülye, soya fasülyesi ve mercimek geliyor.

Turizm: Sıcak dalgalarındaki artış ve orman yangınları, yaz aylarında Akdeniz’in tatilcileri kaybetmesine neden olacak. İlkbahar ve sonbahar bazı tatilciler için cazibesini sürdürse dahi, aileler yaz tatillerini başka yerlerde geçirmeyi tercih edecek.

Su: Daha kurak bir iklim, yağış miktarında düşüş, tarımda su tüketiminin giderek artması, yüzey sularının kaybedilmesi bölgede halihazırda büyük sıkıntı yaratmış durumda. Örneğin, İspanya’da yapılan bir çalışma 1˚C’lik artışın bile İspanya’daki su oranının %5-14 oranında azalmasına neden olduğunu gösteriyor. Benzeri bir sıcaklık artışının yaşandığı Cezayir’de su talebi mevcut kaynakların 0.8 trilyon m3 üzerinde.

Biyolojik Çeşitlilik: Yapılan son çalışmalar 2˚C’lik sıcaklık artışının Kuzey Akdeniz’de bitkilerin yüzde 50 oranında kaybedilmesine yol açacağını gösteriyor. Bu kayıp, İspanya’da ve özellikle Fransa’da yüzde 80’e kadar çıkabilir. Orman yangınlarındaki artış, istilacı türlerin yayılmasına, dolayısıyla orman yangınlarının daha geniş alanlara sıçramasına neden olacak. (http://www.wwf.org.tr/page.php?ID=26&mID=67)"
Blogumuzda Sağ tarafta Linkler bölümünde neler yapmamız gerektiğini anlatan,bilgi alabileceğimiz ilgili kuruluşların Linklerini paylaşıyoruz, paylaşmaya da devam edeceğiz. Lütfen duyarsız Kalmayalım. İnternetten Böyle Paylaşımlarla bişiler yapabilme düşüncesi size saçma gelebiliyor olabilir ama günümüzün iletişim yöntemi İnternet olduğu için En iyi Bilgilendirme ve İletişim Şekli yani "Bilinçlendirme Yöntemi" nin bu olduğuna inanıyorum. Duyarlı olup da neler yapacağının , neleri değiştirebileceğinin farkında olmayan arkadaşlarımız için , herkes için ilgili linkleri paylaşmanızı ve etrafınızdakileri bilgilendirmenizi rica ediyorum. 
Son olarak Trajik durumumuzla ilgili internetten  bir kaç karikatür ve Dünyamızın Resimlerini birde bir Video Paylaşmak istiyorum.




Bu Videodan çok etkilenmiştim, sizinde Etkileneceğinizi Düşünüyorum ...

KÜRESEL ISINMA YA ÇÖZÜM İÇİN BİRŞEYLER YAP 
Küresel Isınma İçin Bir şey Yap!

İnternette bulduğum ve Küresel ısınma için Yapmamız gerekenleri özetleyen şu karikatürü Çizen yapan her kimse tebriklerimi borç biliyorum. Hepsini yapamasamda Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum, daha iyisini yapabilmemiz için daha duyarlı olmamız, Dünyamıza ,Gerçek Evimize daha iyi bakabilmemiz daha çok kişiyi bilinçlendirelim.. 
Fazie

www.turkiyenincani.org;http://pandadukkan.org;www.wwf.org.tr,www.wwf.org.tr/page.php?ID=194&mID=188



Çarşamba, Nisan 13, 2011

Virgin MegaStore da İndirim var , Vallahi !



Konbanwa :) iyi akşamlar..

Bu gün yine ve yeniden hayranı olduğum Virgin Megastore hakkındaki yeni haberimlerimle karşınızdayım. Geçen yazımdada bahsettiğim gibi hayranı olduğum Virgin Megastore u dolaşmadan edemiyorum yahu:P , bugün yine reyonlarında ( özellikle elektronik katında ) şöyle bir dolaştım. İnanılmaz demiyim ama baya iyi indirimler gözüme çarptı. Örneğin PlayStation ( PS ) hastası olduğumdan dolayı öncelikle oyun konsolları bölümüne yöneldim ,birde ne göreyim , geçen haftaki yazımda bahsettiğim çok satılan kitaplara yapılan "2.si %50 indirimli" kampanyasını bu sefer oyun konsollarının oyunlarına yapmışlar , Özellikle Kullanıcısı olduğum için PSP oyun reyonuna yöneldim, malesef istediğim oyunlar henüz olmadığı için ve bulunan oyunlara da ben sahip olduğum için bu kampanyadan bu seferlik faydalanamadım, fakat 30 tl den başlayan fiyatlarla en iyi oyunlardan (  PATAPON2 şiddetle tavsiye ederim) bazıları çok uygun fiyata satılıyor. Örneğin benim sevdiğim fakat hastası olacak kadar bayılmadığım Worms Battle oyunları 1 ve 2 si aynı paketlerde satışa sunulmuş.



Aynı zamanda PSP almayı düşünen fakat fiyatı yüksek gelen sevgili tüketiciler size müthiş bir haberim var , açıklıyorum....

                                                              TAAADAAAAA
Virgin Meastore da şu anda bir kampanya VAR.... PSP ( playstation portable ) 399,99 TL .. 


Kendisine sahip olduğumdan beridir, fiyatlarını iyi takip ettiiğim PSP şu ana kadar gördüğüm en düşük fiyatıyla satışa sunulmuş.. Vallahi bir tane daha almak istemedim değil fakat zaten ilk çıkan 1001 modelide olsa bir tane varken savurganlık yapmanın alemi yok diye düşündüm. Tabiki başka Elektronik mağazalarda da benzer kampanyalar olabilir, ne yalan söyliyim onları bu ara takip etmiyorum , edemiyorum, ama EĞER PSP almayı düşünüyorsanız , isterseniz fazla zamanınızı almayacak şekilde internetten bir piyasa araştırması yapın , eğer varsa PSP kampanyalarını bir karşılaştırın derim. 

PSP de ne ola ki ?  soranlar olabilir kısaca şöyle açıklıyım : PSP a.k.a Play Station Portable ;Oyun oynayabileceğiniz,Müzik dinleyebileceğiniz müziklerinizi aklınıza gelecek her şekilde sınıflandırıp derecelendirip cart curt yapıp dinleyebileceğiniz, Resimlerinizi depolayıp bakabileceğiniz,(isterseniz arka plan resmi yapabileceğiniz) , İnternetten radyo dinleyebileceğiniz, İnternette sörf yapabileceğiniz, B.sayardan girecebileceğiniz herhangi bir WEB sayfasına girip istediğinizi yapabileceğiniz ( tabiki hafıza kartınızın büyüklüğü ile de alakalı ,azıcık ) , Skype kullanabileceğiniz,(sürümüne göre ekstra özelliklere de sahip olan ) , Film video mpeg4 yükleyip yolda sokakta arabada otobüse dinleyebileceğiniz , arabada da şarz edebileceğiniz, gayet güzel demo , tema vs. indirebileceğiniz Media sitesine sahip , Wireless bağlantısı olan       ( şifresiz yada şifresini girerek ve kayıt ederek sonrasında da kullanabileceğiniz herhangi bir Wireless bağlantısını kayıt etme özelliği ile kolaylık sağlayan ) Sony nin PlayStation 3 ü piyasaya sokmadan, küçültüp cebimize(tamam cep için biraz büyük ama bu kadar özellik olaca normal) soktuğu Konsol Harikası.

Aslında -galiba 2012 - yeni jenerasyon dokunmatik ekranlı PSP papucunu dama atacak gibi görünüyor ama , yeni PSP nin özelliklerine bakıcak olursak bunu bile almayı düşünüpte alamayan gençlerimiz için , Yeni PSP i almak,eğer aileleri tarafından Kıyak Geçilecek Statüdelerse hemen , yoksa kendi çapında kavrulan harçlıklı gençlik için  2 3 sene para biriktirmeyi gerektirecektir diye düşünüyorum..


Neyse bilmediğim konuda daha fazla konuşup ta aklınızı karıştırmıyım..

Bu arada DVD ler VCD ler de de bir indirim ki somayın, çok yeni olmasada 95 sonrasından başlayarak günümüze kadar olan ,ağırlıklı olarak festival filmlerinin olduğu , kapıdan girince hemen sağda duran bir reyon var , BluRAY ler 14 TL den, DVD ve VCD ler 1,90 TL den indirimde!!!!  Evet 1 Lira 90 Kuruş a filmler var Orjinal, Kaçırmayın derim !!


Pazar, Nisan 10, 2011

Potre Coco Channel

Gabriel Coco Channel...
Bugün sahip olduğumuz özgür ve rahat kadın olmamızı borçlu olduğumuz kadın,
Çağdaş modern kadının yaratıcısı,
Kadınlarının refahı için yaptığı katkının boyutları inkar edilemez
Güçlü kadın..
20 yy büyük feministi 1900 yıllarda "kimsenin karısı olmayacağımı biliyorum" diyebilecek kadar özgür ve cesur...




1883'te doğmuştur Coco yetimhanede büyümüştür.Moda dünnyasını ters yüz eden Gizemli olmanın aslında kadınları çekici kıldığını ortaya çıkarıp, Günümüz kadının maskülen tarzını oluşturan Coco chanel ...aynı zamanda 1900'ler başında fransa'da  başlayan günümüzde kadar etkisini sürdüren modern kadının yeni slütinin oluşmasındaki yegana modern rahat kadının öncüsü... Uzun, bol eteklerin, korselerin giyildiği, saçların bukle bukle yapıldığı kendi deyimiyle kadınların" yürüyen perde" gibi dolaştığı bir dönemde insanlara tasarladığı rahat kıyafetlerle kadın olmaktan vazgeçmeden de eşit olunabileceğini göstermiştir. Coco elbiseleri çıkartıp korseler arasına şıkışan kadını inanılmaz bir şekilde özgürleştirdi.Channel bir çeşit dahi, yanlızca bir terzi veya moda tasarımcısı değil toplumsal yapıyı dönüştüren kadına özgür rahat bir kimlik kazandıran onu değerli kılınmasındaki en büyük öncüyüdü.Kıyafetlerindeki sadelik ise onun her tipten ve her meslekten insanla birarada yaşaması ve onlardan esinlenmesidir. Coco kariyerine bir kabere şarkıcısı kapatma olarak başladı çünkü biliyordu ki ona imkanlar sunacak hayatın kadınların erkeklerin hegomonyasında kaldığı dönemdeki tek yolun malesef ki bu olduğunun Hayatın cilvesiydi Ancak, bolluk içinde yaşayan ünlü bir insan, efsanevi bir moda devrimcisi olan coco aslında hiç mutlu bir kadın değildi. Hayatında bir kez aşık olmuştu, o da kısa bir süre sonra ölmüştü. Bir daha da kimseyle doğru düzgün bir ilişki kuramayacak kadar sadık bir kadındı. Birinci dünya savaşı sıralarında bir alman subayı sevse de, subay onu bir süre sonra terketti ve coco yine yalnız kaldı. hep yalnız bir kadındı. "bu kadar ünüm ve servetim olacağına keşke bir kocam olsaydı" demiştir bir keresinde...


1971'de, 88 yaşında dünyaya gözlerini yummuştur. ama yarattığı stil hâlâ canlıdır. Hala Sokakta bir kadın gördüğümüzde aslında Channel in mirasını görüyoruz " sadelik" çağdaş kadına giydirip kuşattığı sadelik,
Sanatçılar bir yol gösterir, farklı kimsenin görmediği başka bir yol...

Today, we are grateful that we have a free and comfortable women's us to be women, Contemporary creator of the modern woman, Size of the contribution to the welfare of women can not be denied A strong woman .. 1900 years of 20th century feminist, "I'm not going one's wife"

Coco was born in 1883, opposite face of the mysterious world of the orphanage büyümüştür.Moda of being out of the fact that makes women attractive, masculine style of today's woman, Coco Chanel ... by starting at the same time in France at the beginning of 1900s until today continues to influence the modern woman's new slütinin pioneer of the modern woman yegana formation comfortable ... Long, loose skirts, belts are worn, frizzy hair on the women's own words, "moving curtain" walks around like comfortable clothes designed by people at a time without giving up being a woman has an equal olunabileceğini. Remove the jammed between the women wear corsets to Coco özgürleştirdi.Channel some kind of an amazing genius, just not a tailor or fashion designer of women into the social structure of identity earned him a free comfortably the largest of the kılınmasındaki öncüyüdü.Coco off his career began as a singer because I knew kabere men and women that life will offer him opportunities that this is unfortunately the only way of life hegomonyasında cilvesiydi that period, however, is a famous man living in abundance, with the legendary coco is actually a fashion revolutionary was not a happy woman. Had been in love once in your life, and he died shortly after. Not be able to have a proper relationship with anyone until a more loyal woman. A German officer in the ranks of World War I will love, the officer left him after a while, and Coco was alone again. a woman, always alone.
"If I had a husband I wish I could be so much wealth," he once said ...

In 1971, 88-year-old eyes to the world welcomed. created by the style, but still alive.
In fact, when we see a woman in the street Channel of still see the legacy of "simplicity" of contemporary women, clothed the surrounding plain, Lineup shows a way, a different way that nobody else sees ...






Cuma, Nisan 08, 2011

Bachata Dansından Ricky Martin'e ve oradan konuyu Taksim Demirören AVM Virgin MegaStore a bağlama:)





http://www.4shared.com/audio/xXyTJT6q/Xtreme_-_Te_Extrano.html


Tadaimaaa:) benden böyle farklı dillerde merhabalar selamlar ara sıra duyulabilir, anlam veremediğim uzak doğu dillerine olan merakımdan kaynaklanır önemsemeyin:)

 uzun zaman önce paylaştığım Bachata Dansı Videosunda çalan müziği en sonunda araştırmak aklıma geldi :) Şarkı İspanyolca fakat müziğin evrensel dil olduğunu kanıtlarcasına müziğiyle sözleriyle romantizmi insanın içine işliyor adeta. İspanyol müziklerini hep sevmişimdir zaten, ee bir zamanlar ( ki hala var ama ortalarda yok ) Ricky Martin vardı , kızların hayran olduğu , onlar ne güzel müziklerdi öyle Ya Rabbi , hatırlıyorum da bir arkadaşımdan kasetini bulmuştum ( evet kaset çalar zamanlarını bilirim =) ) o kaseti boş kasete istediğim şarkıları sırasıyla kayıt edicem diye sıtkım sıyrılmıştı ama başarmıştım , deli gibi devamlı , sürekli,sabah akşam dinlerdim , bi süre sonra neredeyse ispanyolca konuşacaktım o dereceydi yani :) kardeşiminde benden etkilendiğini inkar edemem, sayemde ilk yabancı şarkılarını Ricky Martin den dinlemişti:D hatta Ricky Martin in en güzel Düetlerinden birini de paylaşmak istiyorum , hiç bıkmadan dinleyebileceğim nadir şarkılardandır.



Madem müzikten söz açıldı , müzikle ilgili yeni bilgiler paylaşıyım .. Taksimde apar topar , içinde işçiler çalışırken açılan Demirören AVM sini duymuşsunuzdur, ( hala bir katının kaçak olduğunu okudum gazetede geçen ) İlk açıldığında içeride neler var neler yok diye dolaştım şöyle hızlı adımlarla , altta 3 kat tamamen sloganı "Cİmriyiz" olan Saturn ( yeni darty ve mediamarkt rakibi) mağazası var , tabiki fiyatlar açılış sebebiyle stoklarla sınırlı ürünler için baya baya uygundu fakat sadece 4 gün için. AVM de Kotton, Gap , Guess ve bir kaç yiyecek   lokantası açıktı ilk girdiğimde , tabi beni en çok mutlu eden VIRGIN music /bookstore u görmekti. USA da geçirdiğim 4 ay boyunca kalitesinden oldukça yararlandığım , memnun kaldığım ve Türkiye ye dönüşte kesikliğini hissettiğim sayılı Mağazalardan biriydi ve o kırmızı görmek çok sevindirdi. Hala devam"en çok satılanlardan 2. si %50 indirimli " kitap kampanyasını adeta sömürdüm diyebilirim :D öncelikle uzun zamandır almayı istediğim ama fırsatını bulamadığı NTV yayınlarının "Cahillikler Kitabı1" i aldım yanında da "Günlük Hayatta Dair 104 Garip Bilimsel Gerçek " adlı kitabı %50 indirimli aldım ve toplamda elimde okumaya ne zaman vakit bulacağımı bilemediğim 6 adet kitapla çıkarken buldum kendimi. Daha çok kalın romanları cep boyutunda okumaya alıştığım için öncelikle boyutları küçük olanları tercih ettim. Sizde istediğiniz kitaplara indirimli sahip olabilirsiniz.
 Virgin MegaStore un ikinci katının olduğunu ve aslında BookStore dan 2. kata merdiven olduğunu da bir üst kata çıktığımda  Virgin Music i görünce anladım ( genelde dikkatli olduğum için o kadar dolandıktan sonra bunu anlamak zorumada gitmedi değil doğrusu:)) Elektronik , Film , Oyun Konsolları  ve oyunları ,müzik ve sinema ile ilgili aradığınız yerli ve yabancı ( hatta yabancı dillerde bile) eserleri bulmanız olağan üstü , tabi benim gibi Playstation delisi insanlar için kurlan PS3 ve PSP köşeleride var , otrup koltuklara saatlerce oynayabilirsiniz. Ben mağaza yeni olduğundan eskitmek istemedim ve 15 dak. lık süreyi yeterli buldum :P ayrıca türlerine göre reyonlara ayrılan mağazada ayrıca hemen hemen her reyonda , aradığınız albümleri yada şarkıları ( genelde yeni olanların tanıtımı için düşünmekteyim ) dinleyebileceğiniz küçük ekranlı mp3 çalarlar mevcut, kulaklığınızı takıyor ve listeden seçtiklerinizi dinliyorsunuz. Fiyatları sabit olan ürünler haricinde diğerlerinin fiyatları da uçuk değil , diğer elektronik mağazalarla hemen hemen aynı. Hem güler yüzlü ilgili çalışanlarıyla, hem görsel özellikleri , hemde hizmetiyle beni ilk ziyaretimde çok etkiledi ve memnun bıraktı. arada bir uğrayıp kafa dağıtacağınız bir hobi parkı olarak düşünebilirsiniz, her bölümde en az iki sorumlu varken peşinizde kimsenin dolaşmaması harika bir duyguydu. Alacağım merak ettiğim kitapları sevip sevmiyeceğime karar verene kadar okuyup incelemek harika bir duyguymuş. Benim Virgin Mega Store ile ilgili deneyimlerim böyle , şiddetle tavsiye ediyorum falan demem tabiki herkesin hizmet ve kalite anlayışı farklı fakat bir uğramanızı tavsiye ederim.




Popüler Yayınlar